BEN NEYE LAYIĞIM?
Oldum olası şu “ bir şeye (arabaya, adama, kadına, makama vs vs ) layık olma “ durumunu anlayamamışımdır. Şu günlerde neyden ilham alıp bunu yazdığımı tahmin edersiniz. Zaman zaman soylenir “değiştirin şu arabayı, size layık değil,” ya da yeni araba almışsınızdır “ hayırlı olsun siz buna layıksınız” .İnsan düşünür bu arabayı hiçbir zaman alamayacak güçte olanlar layık değil mi yani? Ne kadar çirkin bir söylem. Ya da benim neye layık olup neye olmadığımı kim belirler ve kriterler nelerdir. Yani bilirsem belki ona göre davranırım dimi ? O arabaya layık olmaya çalışırım, ters mi anlıyorum acaba araba mı bana layık olmaya çalışacak? Ya da ne yaparsam, artık bindiğim ya da bineceğim arabaya layık olma durumum bitecek? Bu durumda alım gücü olmayanlar zaten hiçbir şeye layık değil mi? Neyse konuyu çok uzatabilirim. Siz hiç (kendi bütçenize göre ) çok pahalı bir ayakkabı aldığınızda o ayakkabıya o kadar para veremeyecek bir arkadaşınızın yanında (özellikle vermeyecek olanlar diil) fiyatını söylemeye çekindiğiniz olmadı mı?Yani ayakkabı bir örnek sadece.İçinizde şöyle hafiften de olsa bir mahcubiyet (duyguyu tanımlayamamış olabilirim utanma da olabilir, rahatsızlık ta olabilir )duygusu hissetiğiniz olmuştur eminim, ya da olmalı diye düşünüyorum.Zengin fakir arasındaki uçurum bu kadar fazlayken ülkede, büyüklerimizin (yani makam mevkii olarak büyük, aslında o makamlar da büyük değil ya ) bu kadar rahat harcama yapıp, lüks içinde yaşamaya bence hakkı yok, çünkü sorumlulukları var.(Üstelik kazancın normal yollarla olup olmadığı şaibesi de var) .Kaldı ki ben bunun tamamen kendi kazançları olduğunda bile böyle olması gerektiğini düşünüyorum.Ve ahmetin oğlunda da var, komşunun kızında da var gibi çocukça karşılıkları da saçmasapan buluyorum.Ben de tam aksi bir sürü örnek verebilirim.Ayy dilim şişti…Ama gerçekten merak ediyorum acaba ben Mercedes S500 ‘e layık mıyım? Ya da layık olabilmek için ne yapmam lazım? Ya da şu an bindiğim Hyundai accent 2005 dizel 4 cam otomatik bana layık mı???
***Hani Cumhurbaşkanımız bir bakanlık makam arabası için ”Benim Başkanım en iyisine layık ” demişti ya ondan mütevellit yazmıştım…
eşyanın diline, ruhun zekanın dilinden daha önem veren bir toplum olduğumuzun en bariz ispatı sanırım bu liyakat meselesi ki mütevazilikten beslenen kültürümüz ne zamanki gösterişe merak sardı, işte o zaman tarzı olmayan bir topluluk olduk, toplum değil…
BeğenBeğen