George Orwel’in yakın zamanda 1984 kitabını okumuş ve bende bıraktığı izleri daha önce paylaşmıştım. Hayvan Çiftliğinde de benzer duygular oluştu bende. Kitap arka kapağında yergi türünün en önemli eserlerinden biri sayıldığı yazıyor. Stalin yönetimindeki Rusya’ya ilişkin olduğu kabul gören kitaptaki ana karakter olan Napoleon ‘un tartışmasız Stalin olduğu söyleniyor.
Çevirmen Celal Üster’in yazdığı önsözde; Orwel’in Paris’te savaş muhabiri olarak bulunduğu yıllarda, Josef Çapski adında bir Rus’la tanıştığı ve Çapski’nin Sovyet Yönetimine karşı olmasına rağmen Rusya’yı Alman Boyunduruğundan Stalin’in kişiliğinin ve büyüklüğünün kurtarmış olduğunu, Almanlar Moskova’yı ele geçirmek üzereyken Stalinin kentte kaldığı ve Moskova’yı onun gözü pekliğinin kurtardığını söylemesiyle kitaptaki bir cümleyi değiştirme ihtiyacı hisseder. Kitabını kısa bir süre önce teslim ettiği yayıncısını arayarak ‘Güvercinler uçuştular, Napoleon da dahil bütün hayvanlar kendilerini karınüstü yere atıp yüzlerini kapattılar’ cümlesindeki Napoleon da dahil bölümünü Napoleon hariç olarak değiştirmesini ister. Böylelikle Alman saldırısı sırasında Moskova’dan ayrılmayan Stalin’e haksızlık etmemiş oldum der.
Orwel’ın , kitaptaki ana karakterleri, özellikle belli kişi ve grupları düşünerek yazdığını netleştiriyor aslında bu anı.
Hayvan Çiftliğinde karakterler hayvan, çiftçi Bay Jones yönetimindeki bir çiftlikteki hayvanların, yaşlı bilge domuz Koca Reis’in ölmeden önce ettiği, nasihatlar ve yönlendirmeler sonucunda çiftçiyi devirip çiftliği kendi iradelerine almalarıyla başlıyor kitap.
Amaçları daha eşit ve sömürülmeden yaşayabilecekleri bir düzendir ve bütün hayvanlar eşittir ana prensibiyle yola çıkarlar. Zaman içinde birtakım özelliklerinden dolayı bazı hayvanlar daha öne çıkar ve sistem zamanla kendi hiyerarşisini yaratır. Halbuki bütün hayvanlar eşittirle başlamışlardır devrime.
Devrimin ilk yapıldığı zaman koydukları 7 emir zamanla evrilir ve ‘bütün hayvanlar eşittir’ ilkesi kitabın sonunda bütün hayvanlar eşittir , bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir’ e döner.
Kitap Amerikada anti-kominizm propagandası olarak kullanılmış ama halbuki 1984’de çok daha ciddi bir sosyalizm-kominizm eleştirisi buldum ben, devrim öncesi kapitalist sistem güzellemesi bile vardı bana göre.
Neyse konuyu dağıtmayayım, kitapta günümüz Türkiyesine ait çok şey bulabilirsiniz. Sürekli bir düşman yaratma ve o düşmanla hep birlikte mücadele etme duygusunu insanlara empoze etmek gibi, fiziki gücü yönetimin yanına alma gibi.Kitapta baş domuz Napoleon’un yanına aldığı en azılı köpeklerin askeri gücü temsil ettiği çok açık gibi.Ve düşman yarattıktan sonra yapılan tüm faaliyetlerin düşmanı yok etmeye yönelik olduğunu halka anlatmak gibi.
Çiftlikteki diğer hayvanlar bu durumu pek sorgulamazlar, kimi kendini daha çok çalışmaya verir ki burası da bence çok önemli detaylardan biriydi. Sürekli her olumsuzluğu daha çok çalışarak haledebileceklerini düşünen araba atı Boxer, kendini çalışmaya verir ve hiç sorgulamaz. Kimisi devrimi benimseyemez ve gider bir insan emrinde çalışır. Kimisi ne çok çalışır, ne sorgular, sadece kendine ezberletileni tekrar eder ama sesleri herkesten çok çıkar.Hikayedeki koyunlar gibi..
Domuzların kendilerine yapacakları ayrıcalıklar için, daha fazla elma ve süt yemek için bilimi kullanmaları da yönetimlerin bilimi de istedikleri gibi kullanabildikleri durumunu anlatıyor gibi geldi bana.
Sonuç olarak kitapta, komünizm eleştirisi üzerinden, ideal sistem diye bir şey olmadığını, her sistemin kendi hiyerarşisi ve gücünü zamanla yaratabileceğini anlatmış bence Orwel. Zaten kısa bir kitap, okunmalı ve konuşmalı bu kitabı derim ben.
İç Sesim: Sırada aklımda olan birkaç kitap var, hangisinden başlasam acaba? İhsan Oktay Anar okumak istiyorum ve dün 10-15 sayfa suskunlara baktım, güzel gibiydi, hazır distopyaya ütopyaya girmişken Cesur Yeni Dünya’yı mı okusam acaba? Kitaplığımda beni ekleyen İnce Memed serisinin 3 kitabını ne zaman okuyacağım? Kuyucaklı Yusuf var aklımda, Derya’nın önerdiği ve elime verdiği Dullar Kasabasından Masallar var, Eminenin elime tutuşturduğu Şafak Pavey kitabı var, var da var yani ve hepsini okumak istiyorum, hangisini okusam ki?Aslında Tutunamayanların tadı ruhumda kaldı hala Tehlikeli Oyunları mı okusam, ah ne çok kitap var arkadaş ve hepsini okumak istiyorum.Zaten kısa bir süre sonra bizim söyleşi günlerinin sıradaki kitabına başlarım.Söyleşi demişken Gün Olur Asra Bedel’in tamamlayıcısı Cengizhan’a Küsen Bulut’u da okumak istiyorum, çok sevdim Aytmatov tarzını.
Allahım çok geç sardım ben bu işe, yani önceden de okurdum ama okurdum işte sadece. Şimdi elimin altında bir kitap olmazsa rahat edemiyorum, maymun iştahlılığımdan mı acaba, geçer mi ki bir süre sonra, aman geçmesin, üç yıldır geçmedi işte, neredeyse dört yıl olacak, romanlar, hikayeler olmadan asla yaw, galiba sanatın, edebiyatın hayatı yaşanabilen kılan yegane şey olduğu tezi doğru, hımm evet evet doğru sanki, neyse ben bir çay içeyim öyle düşüneyim…
G Orwel tarzıni devam ettirmekse modun Cesur Yeni Dünya yi okumaya başla derim. Tehlikeli oyunlarda olabilir. Ama araya farklı ama bi kitap serpistir Suskunlar bence. Konusuyla tarziyla farklı bir ustalık eseri
BeğenBeğen
Çay önemli. Sitedeki yorumlarınız için teşekkürler
http://www.linguasacra.com
Bu arada cep telefonları için uygulaması da yapılıyor sitenin. Çok profesyonel bir şey olmayacak ama hiç yoktan iyidir
BeğenBeğen
Keyifli bir yorum sohbetiydi, ben tesekkur ederim
BeğenBeğen