Soran Kadın

Hani internette bazı uygulamalar var, onu kullanıp yurt dışında birinin evinde konaklıyorsun sen de evini, uygulamayı kullananlara açıyorsun. Bu uygulamalardan birini kullanan bir arkadaşımız Rusya’dan gelen bir kişinin bir gece bizim evde konaklayıp konaklayamayacağını sordu. Biz de olur dedik. Kendisi şehir dışındaydı çünkü.

Sırtında kocaman bir bavul ve bisikletiyle geldi Saşa. İnsan heyecan yapıyor hem yabancı hem dil sorunu var. Neyse ki Saşa İngilizce konuşuyor hem de çok tatlı bir kız ama bizdeki İngilizce, tanışma, adres sorma, kendini tanıtmadan ibaret. Gerçi sonradan birkaç kez yurt dışı deneyimi olunca vücut diliyle destekleyerek de olsa derdimi anlatmaya başladım. Vücut dili önemli 🙂

Sohbette öyle olmuyor ama sohbet akıcılık istiyor. Allah’tan oğlanın İngilizcesi kurtarıyor bizi. Teo’yu yanımızdan ayırmıyoruz. Sor çocuğum, söyle çocuğum’la başlayan cümleler kuruyorum bol bol. Diyorum ki: Temiz havlu, kese, sıcak su var, banyoya girmek isterse girsin. Gerek yok diyor Saşa. Neyse akşamın ilerleyen vakitlerinde “oğlum bak bir daha hatırlat, belki çekinmiştir, girsin banyoya ferahlasın azcık, paklansın hem” 🙂  Duşa girmiyor Saşa.

Zorla duşa sokacağım kızı, niye girmiyor ki ama hayret bir şey, temiz kese de var 🙂

Ertesi gün dolaşmaya çıkıyor. Akşam başka birinde kalacakmış öyle diyor aracı arkadaşımız. Akşam yemeği yemeden bırakmam, hemen kuru fasulye pilav yapıyorum. Yemekten sonra otururken kime gideceğini soruyorum. Facebook’tan gösteriyor, tanımıyorum, ortak arkadaş falan da yok. Kim bu adam şimdi, in midir cin midir, güvenilir midir tasası bana/bize düşüyor. Ver diyorum elemanın telefonunu adres için benimle görüşsün. Sonra apartmanın önüne bir araba geliyor.(Bu arada hiçbir atraksiyon olmuyor panik yapmayın).Öyle daire kapısından bırakmak olur mu, ailecek aşağıya ineceğiz, adama kendimizi göstereceğiz, kimsesiz sanmasın Saşa’yı di mi 🙂

Kapıda soruyorum, nasıl tanımadığın insanların evine gidebiliyorsun, korkmuyor musun? Soruyorum diyorsam sorduruyorum oğlana, çocuum yanımdan ayrılma kuzum J Sakin bir şekilde, yo diyor, ben insanlara güveniyorum. Sorun Saşa’da değil bende galiba orta doğululuk mu içime işlemiş, yıllar evvelinden duyduğum sakın kimselere güvenme lafının etkisi midir bilmiyorum.

Aşağıya arabanın yanına geliyoruz. Adamla tanışıp el sıkışıyoruz, kendimizi tanıtıyoruz. Tokalaşırken plakaya bakıyor, baktığımızı da belli ediyoruz.  Ara bizi diyoruz Saşa’ya , bir sorun olursa ara muhakkak.

Arabaya binip gidiyor, biz arkasından plakaya bakıyoruz, neme lazım, dursun aklımızda:)