Sene 1996, lisedeyim, yatılı okuluyorum, ailemden 1000 km uzakta. Sıkı bir disiplin var okulda. Zaten sudan çıkmış balık gibi oluyorsun ilk gittiğinde, sulu zırtlak .Sonra gözün açılıyor, ulan ne itlik yapsam neyi denesem derdine düşüp kımıl kımıl olmaya başlıyorsun. İçki, kumar, karı, kız, serselilik ne aklına gelirse deniyorsun …
(tabi ki birinci tekil şahıs çekimiyle yazmayacağım, senin hikayen bu evet sen diyeyim de yanlış anlaşılmasın :))
Dördüncü sınıftayım. (Tamam birinci tekil şahıs çekimine geçtim tehlikle geçti, öyle içki kumar karı kız gibi büyük bi günah değil ufak bi hırsızlık vakası:)) Her türlü itliği yapmış hiçbirinde yakalanmamışım. Ergeniz, doymuyoruz verilen yemeklerle. Asma kilit açmada usta arkadaşlar var ,gece yemekhaneye girip zeytin ekmek ç-alıyorlar. İnsan imreniyor tabi ama asma kilit açabilecek el becerisi de yok ki . İtliğin birinden eksik mi kalacağız, arkadaşa rica ediyoruz. Sen açıversen hayrına , sonrası bizde diyoruz, hırsızlık yapacağız okul başkanı arkadaşımla .Ben de onur kuruluyum:))
Velhasıl o gece yemekhaneye girip zeytin ve ekmek alıyor, kilidi güzelce kapatıp izimizi bırakmadan doğruca yatağa gidiyoruz. Ulan havyar yemiş gibi mutluyuz .(hiç havyar yemedi).
İstiklal Marşında müdür konuşma yapıyor ” gece yemekhaneye girenler kimse çıksınlar ortaya yoksa ben onları bulmasını bilirim” Ulan yemekhaneye daha önce kaç kere girilmiş ama yakalanmak bize kısmetmiş.
Meğerse gece o heyecanla zeytinleri döke döke çıkmışız yukarı.Bizi bir telaş sarıyor ne yapsak ne etsek, içimizi içimizi yiyor…
Kesin enseleneceğiz diyoruz. Artık gt korkusu mu nedir bilmiyorum itiraf etmeye karar veriyoruz arkadaşımla. Bende onur kurulu yazan rozet arkadaşımda okul başkanı yazan rozet, boynumuz eğri, müdürün odasına giriyoruz.Kısık sesle “bizdik” deyip aynı anda rozetlerimizi müdüre doğru uzatırken “biz bunlara layık değiliz” diyoruz:))
Ağlıyoruz da bu arada :))
Müdür, gayet soğukkanlı , “alın bu rozetleri takın tekrar, Türkiye’nin sizin gibi münevver insanlara ihtiyacı var, bu konuşma da burada kalacak” minvalinden cümleler söyleyip bizi yolluyor…
Ulan İstiklal marşı’nda blöf yapıp olayı çoktan unuttu da biz mi boşuna kafaya taktık, bak şimdi…
İlk kez münevver kelimesini de o zaman duyuyorum .Bundan kelli bana münevver diyebilirsiniz:))
Öyle işte, canım sıkkın gülmeye ihtiyacım var gülünüz inşalla….
Vech i hurşidinize münevver demişler efendim
BeğenLiked by 1 kişi
bekçi hurşitin eline lüverver vermişler:))
BeğenBeğen